EPISODE 15
Korkut sabah yemeği hazırladığında küt saçlı, saçlarının uçları mora boyanmış, salaş bir ceket giyen bir kız kahvaltı masasında servis bekliyordu. Kısa boyluydu. Kolları ince ve bacakları kürdan gibiydi. Elli yaşına da gelse kilo problemi olmayacak o tiplerdendi.
“Merhaba, günaydın” dedi.
“Günaydın size de” dedi Korkut şaşkın. Elindeki çay termosuyla bu yeni misafirin çayını dolduruyordu. Yani yeni bir müşteri olmayacağı aşikardı, otel hala “tadilatta”ydı.
Mesut gidip kızın yanına rahatça oturdu.
“Merve bu Korkut Bey, bizim proje yöneticimiz sayılır. Korkut abi sen bizim proje yöneticimiz sayılırsın değil mi?”
“Aaa merhaba, ben de Merve” diye hızlıca elini uzattı.
“Eee merhaba Merve? Bir dakika şuraya gelir misin Mesut?”
“Tabi abi hemen. Sen başla Merve biz geliyoruz.”
Yazıhaneye kadar üç dört adım atıp Merve’nin görmeyeceği bir açıya geçtiler.
“Olum bu ne. Burada operasyon yürütüyoruz. Dün akşam askeriye onay verdi iş büyüdü. Manitanı getirip etrafta dolaştırmak için iyi bir zaman mı sence?”
“Yok abi yanlış anladın.”
“Olm biz de genç olduk. Her şeyin zamanı var şunu halledelim bütün odalar senin. İstiyorsan Merve’ye on kere Van Kalesini göster sonra. Ama şu an iş vakti.”
“Abi Merve benim manitam değil! Sen demiştin ya FX uzmanını hemen işe alın güvenirsen diye. Güvendim aldım.”
“Merve mi? Merve mi FX uzmanı bizim iskeleti düzgün şekle şemale sokacak kişi? Bana sorsaydın keşke ya. Böyle damdan düşer gibi.”
“Evet abi gecen salı bütün gün konuştuk bana portfolyosunu gösterdi, nasıl yaptıklarını gösterdi. Sen çok müsait değildin şu askeriye işleriyle uğraşıyordun. Ben de Merve’yi davet ettim her şeyi görsün çalışmalarına başlasın diye. Yani bir iki gün bekledim ama beş gün olunca artık sana sormamış bulundum.”
“Beş gün oldu mu ya?” dedi Korkut. Mahcup olmuştu. Kendine ve geçen zamana inanamıyordu.
“E iyi hadi bakalım gidip tanışalım şu Merve ile”
Masaya geri döndüklerinden Merve yemeklere dokunmamıştı. Onları kibarca beklemişti.
“Kusura bakma Merve proje biraz hızlı ilerleme durumunda bazı şeyler aradan kaçıyor.”
“Sorun olmasın. Mesut dedi diye gelmiştim.” dedi Merve. Güleç, küçük burunlu yüzü biraz asıldı. Başını öne eğdi.
“Yok yok Mesut bahsetti de benim aklımdan çıkmış. Takıma hoş geldin. Umarım birlikte iyi bir iş çıkarabiliriz. Şu pişilerden al biraz. Burası soğuktur enerjiye ihtiyacın olur.”
Merve pişilere elini uzatırken bir taraftan da peynirleri tabağına yığıyordu. Mesut yanında zeytinleri kıtlıktan çıkmışcasına yiyor, çayından hızlı yudumlar alıyordu. Korkut Mesut için aileden biriymiş gibi biraz utandı. Bari başkalarının yanından yavaş yediyesi geliyordu.
“Dışarıda mı çalışacağız? Bir atölye yok mu?”dedi Merve.
“Yani ilk başta herhalde içeride çalışırsın. Ama bir noktada saha testlerin de ihtiyacımız olacak. İlk birkaç gün fosil fotoğraflarına bakmakla geçer. Sonra da anti-radar parçalar Ankara’dan bize ulaşmış olur. Onları dış kaplamada kullanman lazım.”
“Mesut bahsetmişti evet. Kristavari şeyler oldukları sürece hallederim sanırım. İnandırıcılıkta ön plana çıkan kısımlar kafa ve boyun olacak. Onla ilgili görseller var mı?”
“Haklısın. Var var bir dosya hazırlamıştım. Robotik takımıyla da tanıştın mı?”
“Yok abi daha tanıştıramadım. Biliyorsun onlar geç yatıp geç kalkıyorlar hep. Tam gece kuşları.”
“Biliyorum evet herkes kendi dalgasında olmaya başladı ha. Tatil köyünden hallice ortamımız. Proje yöneticisi olarak benim buna bir el atmam gerekecek. Yoksa geç kalacağız ya.”
“Neye geç kalacağız abi?”
“İş ne kadar uzarsa, kışa ne kadar kalırsak işimiz zorlaşır. Bütçe de sonsuz değil biliyorsun. İş de çok büyüdü. Şafak sıkıştırıyor biraz artık.”
“Tabi abi biliyorum. Onun yüzünden Merve’yi çağırdık ya.”
“Tamam tamam. Gel Merve şu Kriptid dosyalarını göstereyim sana. Yaratığın neye az çok benzemesi gerektiğini görürsün.”
“Dijital yok muydu? kendi bilgisayarımdan baksam belki üstüne çizer sonra sisteme aktarırdım. Bir de belki bir 3d yazıcıya ihtiyacım olacak. Büyük sisteme uygulamadan önce ayrıntılı küçük model yapıp denemek faydalı olurdu.”
“Valla ben sana basılı, elektronik her şeyi vereceğim. Ondan sonrası sana kalmış. Bu lobi masasını kullanabilirsin ya da çok dar bir çalışma odam var oraya geçebilirsin.3D yazıcı kısmında da Mesut’a sor, bütçemiz ne durumda o biliyor.”
“Tamamdır Korkut Bey. Merak etmeyin. Çok güzel proje, çok heyecanlıyım. İlk defa silikon modellerime bir talip var. Şu silikon ısıtma ve kalıplarım için baya bir yere ihtiyacım olacak. Makineyi ne zaman görebilirim?”
“Şu anda parça parça halinde boyun bir tarafta gövde bir tarafta. İki ayrı yere gitmen gerekecek. Robotikçiler tabi bizim arka bahçede o yüzden uzak değil ama ana gövde göl kenarında. Baran ve Tevfik de gelen yakıt pillerini test ediyorlar. Sodalı suda nasıl olacaksa.”
“Hallederler abi. Seni de alıp götürür Korkut abi gittiğinde ana gövdeyi de görürsün.”
“Benim arabayla olmasa da Merve’yi tabi götürürüz. Arabayı canavar ile değiş tokuş ettim diyelim”dedi. Korkut acı şekilde sırıttı.
“Satın mı abi. Bizim yüzümüzden mi?”
“Yok oğlum satacaktım zaten de biraz durumu hızlandırmış bulundum. Artık canavara binerim.”
Merve anlamsızca ikisine bakıyordu. Mesut mahcup olmuş, Korkut üzülmüştü. Garip bir an yaşıyorlardı. Sessizliği bozan Merve oldu.
“Gidicez ama dimi?”
“Tabi tabi. Götürürüz. Kamyon var Tevfik’te. En kötü öyle geçeriz.”
Merve heyecanlı gözlerle onlara bakarak “Hepsini görmem lazım” dedi. Bu az önceki duygusal havayı hemen dağıtarak bu garip ve korkunç şevk karşısında diğerlerinin şaşırmalarına yol açtı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Beş gün sonra Korkut Merve ile aşağıda zemin kattaki odalardan birinde karşılaştı. İçeride bidonlar dolusu renkli sıvı ve mengene ile sıkıştırılmış kalıplar duruyordu. Bunun yanında plastik silikon yeşil renkte yontma artıkları yeri kaplıyordu. Merve Korkut’u plastik göz koruyucu, maskeve eldivenlerle karşıladı. Elini uzatır gibi yaptı ama kimyasal bulanmış plastik sarı eldivenleriyle Korkut’un elini gerçekten sıkmadı. Önündeki önlüğü çıkararak kenara koydu.
“İçeri girmeseniz daha iyi. Bütün pencereleri açtım ama yine de yetmiyor.”
“Bu kişisel koruma işini baya ciddiye alıyorsun ha.”
“Tabi ki. Yoksa uzun yaşamazsın. Bir sürü zehirli şey solumak zorunda kalıyorum. O yüzden eldivenler falan önemli. Teması azaltmak lazım.”
“Yine de devam ha. Peki ısmarladığın şu silikon karıştırıcı işini görüyor mu?”
“Piyasadaki en iyi şey değil ama yine da işimi hızlandırıyor çok teşekkürler. Açık konuşmak gerekirse biraz başkasının parasını harcamak işlerim için rahatlatıcı. Yanlış anlamayın.”
“Yok yok. En iyi silikon karıştırıcı patronun silikon karıştırıcısı diyorsun yani” dedi Korkut gülerek. Merve’ye kanı ısınmıştı. Her problemi, her şeyi direk uzatmadan söylüyordu. İşine çok hakim ve çalışkandı.
“Ee gösterecek bir şeyin var mı?”
“Var. Ana gövdedeki deriyi halletmek üzereyim. Sizin şu anti-radar parçaları da deriye yedirdim. Bakın bakalım beğenecekmisiniz. Bir de boya tabancasıyla hafiften renk de attım.” İçeri gitti ve o sarı eldivenleriyle dışarıya elli santimetre kenarlı bir kare boyutunda, gerçekten kertenkele derisine benzeyen bir parça çıkardı. Deri koyu mavi ve yeşil arası bir renkte aralarda hafif kaplumbağalarda olan bir kızıl çizgilerle dekore edilmişti. Bazı kısımlarda hekzagonel pullar ve renk değişimleri vardı. Baktıkça sanki daha fazla ayrıntı ortaya çıkıyordu.
“Nasıl olmuş ama. Şuralardaki yumruları falan özelleştireceğim.”dedi deri üstündeki kabarıklıkları göstererek.
“Bir fil derisinin buruşukluğu var. Biraz da kertenkeleye benziyor. Bu kadar kasmasaydın ya şuradaki renk farklarına falan. Bas geç.”
“Olur mu hiç! Hayatımın işi olacak bu. Her şey özel olmalı her santimetresini ayrı güzel boyayacağım. Çok doğal gözükecek.”
“Peki nasıl istiyorsan. Geç kalma da. Robot takımı kafayı neredeyse bitirdi. Denize artık aleti indirmemiz lazım. Boyun kısmı nasıl oldu peki?”
“Küçük bir model yaptım ama pek tatmin olmadım. Hala bilgisayarda çizim aşamasında. Onun da ilk üç boyutlu modellerini hallettim. Ayrıca haklıymışsın üç boyutlu yazıcıya o kadar da ihtiyacım yokmuş. Her şeyi çok yavaşlatacaktı. İyi ki almamışız.”
“Yaa iyi ki almamışız gerçekten” Korkut kurtardığı on bin doları düşündü. Biraz ayak diremese bu mükemmeliyetçi kız ona çok paraya mal olacaktı. Gümrükten çekmesi de cabası.
“Onur ve Selma ile yakın markaj çalışıyoruz. Ama tam istediğim şeye ulaşamadık. Birkaç silikon şey bastım. Amaan sen bir bak işte ne düşünüyorsun patron.”
Eldivenlerini çıkarıp içeriden bir laptop getirdi. Ekran canavarın kafası gözüküyordu. Başında heybetli arkaya yatık boynuzlar ve ağzında o dört katlı zürafamsı gergedanın kafasına uygun bir ifade vardı. Arka tarafa abartı olmayan bir pullu derisi, sırt kısmında kısa bir balıksı yele ile taçlandırılmıştı. Yüzeyi lastik gibi değil bazı kısımları sarkıyor bazı kısımları gerili duruyordu. Animasyondan mı bilinmez gerçek bir hayvana bakıyormuş hissi yaratıyordu. Boyun aşağılara doğru kaslanıyor ve geriliyordu. Alt kısımda deri altından ayakların bağlandığı kaslar ve yönleri seçilebiliyordu. Hayvan gizli bir kas makinesi gibiydi.
“Oha çok iyi olmuş böyle mi olacak ya gerçekte de.”
“Hayır hayır baksana şuradaki potluklara. Kaslar ve deriye tam oturmalı dış renk birlikte. Birkaç deneme yaptım. Yaptığım silikon o kadar da iyi oturmadı. Bir de şu gözler. Olmuyor yani. Kaç saatimi taksodermistlerin göz tekniklerini youtubeda izleyerek geçirdim.”
“Neyse canım çok uzaktan görecek millet zaten göz möz anlaşılmaz. Bence fazla kafana takıyorsun.”
“Hayır hayır ne kadar uzaktan da görürsen göz bu değişiklikleri sezer. Hem yüksek çözünürlüklü kameralarda var.”
“Tamam çok ayrıntıya saplanma yeter Merve. Bir başka iki günümüzü hangi ton mavi yeşilin ana gövdeye yakıştığını tartışarak geçirmek istemiyorum. Başka bir şey var mı?”
“Hayvan çok fazla simetrik. Biraz bunu bozmam lazım. Yüzüne baksana sanki sağı soluna yapıştırılmış gibi. Biraz karakter yapmam lazım.”
“Simetri güzellik belirtisidir canlılarda diye biliyordum. Hayvanlar bilinç altında karşıdaki eş simetrikse sağlıklı bir canlı olarak algılarlar.”
“Doğru, ama bizimki gibi 3d baskından çıkmış şekilde simetrik olması insanı rahatsız eder. Gördüğünde yapaylık akar. O yüzden ufak tefek dokunuşlar yapıcam. Tek gözünü kör edip kuazimodo yapayım demiyorum zaten. Yüksek çözünürlüklü fotoğraflarda bizim kız güzel çıksın.”
“Bizim kız mı?”
“E tabi oğlan mı olacaktı? Artur efsanesinde göldeki varlık gölün hanımıdır mesela. Bu kadar acı kedere bir erkek dayanabilir mi? Bu asalet erkeğe yakışır mı? Eğer erkek olsa zaten gider gölde dolaşan ilk hücum botu dişlemeye çalışırdı, burası benim gölüm diye.”
“Biraz fazla feminist bir bakış açısı ama hadi öyle olsun.”diye güldü Korkut sonra da ekledi;
Ama yüksek çözünürlüklü fotoğraflar canımı sıkıyor”
“Ahh o kolay aslında. Gerçekten fotoğraf çekilmesini zorlaştırmak istiyorsanız yani.”
“Öyle mi ? E tabi ki gözle görülsün ama kayıt zorlaşsın istiyorum.”
“Bir arkadaşım var Bulgaristan’da. Oradaki yerel korku filmlerini yapıyordu. Ama prototipleri devamlı fotoğrafı çekilip alay edildiği için bir sprey geliştirdi. Şimdi biraz onu sıkıyor bir tabaka yaratıyor. Üstüne gelen ışığı asimetrik olarak dağıtıyor aslında. Böylece hep fotoğraflarda bazı kısımlar fazla parlak veya ışıklı çıkıyordu. İnsan gözü alışıyor ama video kamera ve fotoğraf çok iyi çıkmıyor o zaman. İsterseniz birkaç kutu sipariş ederim ondan.”
“Ço...çok iyi olur” Korkut en korkulu rüyasını bu kadar kolay çözülebileceğine çok inanmıyordu.
“Yani biraz yazık oluyor işlerine ama. O kadar uğraşıp ediyor sonra ne internette paylaşabiliyor ne de youtubeda. Sonradan hatasını anladı,insanın kötü bile olsa bedava reklama ihtiyacı var. Artık son hallerini yaptığında sıkmıyor sanırım o spreyi. Anti-paparazi spreyi diye bir yerlerde birilerine satmaya çalışıyordu sanırım. Ama çok kötü kokuyor gerçekten ve yapıştımı özel çözücüler olmadan çıkmıyor. Kimse doğal olarak öyle bir şeyi almadı. Biz de de öyle bir problem olmasın?”
“Yok yok olmaz. Sen yine de sipariş et.” dedi Korkut. Bazen Merve onu anlamıyor mu yoksa kendi hayal dünyasından çıkmak mı istemiyor karar veremiyordu. Bu kızı okumak bu insan sarrafı için bile çok zordu.
Başını öne eğdi. Tekrar sarı plastik eldivenlerin takıp kendi kendine söylenerek odaya geri döndü. “yazık olacak sadece buraya gelen insanlar görecek. Fotoğrafı videosu hiç keskin olmayacak...Yazık yani.”
“Ben de işe döndüm Merve. Görüşürüz!” diye seslendi Korkut sevinçle.
İçeriden sadece “Hı hıı” diye ses geldi.